Son Haberler

Bu Ayın Teması: Sen git! ( 32-33 ay )

- ' Paçalardan akış ' çiş ve kaka konseptiyle tekrar gösterime girmiştir. Yoğun kokulu ve dokulu filmimiz, dün Tokel malikanesinde galasını  yapmış olup, seyircinin beğenisine sunulmuştur. Bokser yıkamada; en hızlı ve temiz, koku yeteneğini yitirmiş sponsorlar aranmaktadır.

- Ben diyorum da boşa mı diyorum. Kardeşim tam bir Bırt makinesi. Niye böyle birşey yaptığımı hala anlamasam da poposunu kokladım ' Iyyy Kağan, ne yaptın, kokarca mı yedin? Niye yedin Kağan o bir hayvandır! ' Düşündükçe bile midem bulanıyor,pöff Kağaaan!

- Annemle trencilik oynuyoruz. Görevim Cailou' yu istasyona bırakmak, Cailou da kendisi oluyor. Üç kez üst üste ' Teşekküyyey Keyem abiy ' deyince benim de tepem attı, saf mıyım ben de tekrarlıyor aynı şeyleri?  ' Teşekkürler Kerem abi yok artık, unut onu, saçmalıyorsun anne! ' Sizce de haketmedi mi ama?

- Malumunuz yeni evimiz merdivenli. İn çık içim dışıma çıktı valla. Bir gün dayanamadım artık, merdivenin ortasında kalakaldım ' Off, durayım şurda, belim ağrıdı.'

- Annemin dehşet dolu bakışları eşliğinde, uzaktan kumandalı arabanın tekerleğine, bazen de miline dilimi yapıştırıp kumanda ile çalıştırıyorum.  Annem şikayete babama gitti. İyi ki babam var da hemen savundu beni. ' Ne var ki, tüm erkek çocukları yapar bunu ' Babacım koruduğun için sağol ama bu yalanı yalnız annem yer, bilesin.

- Küçük dayım Orhan' ı ağımıza düşürdük, birlikte Optimum' dayız. Beni beş dakikalığına Orhan dayıma bırakma gafletinde bulundular. Fırsattan istifade dayıma türlü işkenceler çektirdim. ' Doncuuu, donumu çek düşüyor. ' ' Çişim geldi ' ' Susadım ' cümleleriyle iyice çileden çıkan dayım beş dakika dolmadan çıldırdı, annemi aradı. ' Gelin çocuğunuzu alın! ' 

- Öyle çok çişim geldi ki, anneme söyledim ama Toramanı uyutuyormus!  Başka çare kalmadı, koridorda bir oraya bir buraya, altıma işememek için kendi kendime söyleniyorum.  ' Sabret annecim, sabret annecim... '  Bu hale düşürenler okusun da utansın.

- Gitmiyor bu velet yaa. Ne yaptıysam gitmiyor. ' Artık Kağan' ın bu evdeki işi bitmiştir. ' dedim, yine gitmedi. Daha ne yapabilirim, daha nasıl bir netlik bekliyorlar benden?

- Özkan dayımın karısı İlkay. Pek bir severim kendisini. Ama yalnız kalamıyoruz pek, her defasında illa bir misafir! Kulağına fısıldadım: ' İlkay? Misafirler gitsin de biz seninle yatalım mı? '  Misafir de misafirliğini bilsin canım! 

- Benimle ilgilenmeyen, başka işlerle uğraşan yengeme çok bozuldum. Çünkü o başka bir iş yapamaz, tek işi benimle ilgilenmek!  ' İlkay, neden benimle ilgilenmiyorsun? ' diyerek hakkımı söke söke aldım. Bir daha da yapmasın, hıh ! 

- Beren Saat mi güze, İlkay mı sorusuna cevabım: Tabi ki İlkay !

- Özkanla İlkay' ı almaya gittik. Çiçek kopardım giderken, görünce hiç dayanamam. Arabada dayıma ' Dayıcım, İlkay' a diyeceğim ki bu çiçek senin için, sen bu çiçekten daha güzelsin. ' Unutmayayım diye de bir çok kez tekrarlamama rağmen İlkay' ı görünce yine dilim tutuldu: ' Şeeey şey, bu çiçeğin üzerine böcek yuva yapmış taaa... Şeeey işte, çiçek, böcek... '  diye saçmaladım. Of, rezil oldum ya!

- İşte bu meşhur İlkay yengemin bir de annesi var. Beni saf gördü sanırım, gitmiş bana pekmezli su hazırlamış. Sözüm ona, çay diye kandıracaklar. 
-E bu pekmeez
-Yok oğlum
-Ama bu pekmez totuyo? ( kokuyor )
-Anne bardağı iyi yıkamamış ta ondan.
-Boğazlarım ağrıyor ya, acısı gitsin diye pekmez attınız değil mi?
Klasik çocuk tabusunu yıktım, inşallah şoktan çıkmıştır.

- Şu babam da iyi güzel adam ama bazen kızıveriyor hiç yere. Dün yine top oynarken, top kanepenin arkasına kaçtı. Babam ben almam diye kızdı, ben de dayanamadım artık ' Tamam ben alırım yaaa, niye kızıyorsun boştan yere! '

- Ah Kağan! Senin yüzünden bir türlü annemle istediğimiz yerde istediğimiz zaman, istediğimiz şeyi oynayamıyoruz. Annem de sanki bahane ediyor gibi Kağan' ı. Kağan üst katta uyuyor, sessiz olalım, yok alt katta uyuyor şöyle yapmayalım... Baktım anneme söz geçiremiyorum, kardeşimin insafa gelmesi için ona seslendim ' Kağan biz alt kata iniyoruz, sen güzel güzel yat kardeşim.'

-Bak Kerem, o yumurtanın başına bir şey getireceksin!
-Ama onun kafası yok ki, ne gelecek ki kafasına?

- Dedemin tabiriyle tam bir ıyvıycı olan annem ( internet alışverişi yapan kimse ) yine  ıvır zıvıra tonla para vermiş. E para verdi ya, paketlerini bile atmayacak, değerlendirecek! Önce oyalanayım diye elime verdi, istemediğimi belirtip çöpe atmasını söyledim. Bir yandan bana tamam diyor, bir yandan da sonra belki oynarım diye atmaya kıyamıyor, oyalayıp duruyor elinde. Dayanamadım: ' Sana bunu çöpe at dedim, sen benimle dalga mı geçiyorsun ? '

- Doyduğumu neden kimse anlamak istemiyor da herkes kendi gönlünden geçtiği kadarını binbir oyunla yedirmeye çalışıyor, anlamıyorum. Artık kusacağım. Her şeyi bilen kadınla yine bir yemek saati. ' Bir iki üç yapacağız, bitecek ' dedi ama sayarken nedense üç dememek için dörde geçti, sanki ben anlamadım! Ben yeterli deyince ' Hadi, bir daha sayalım demesin mi? Tek sussun diye istemesem de razı oldum. Bu sefer neyse ki adam gibi saydı: bir iki üç kaşık. Yemek bitti, ağzımı sildim. Açtım parmaklarımı başladım saymaya. ' bir iki üç dört beş altı kaşık yemek yemişim ' Bu da beni kandırdığını sananlara kapak!

- Mahmut dedemin yanağından ısırdım, ben lahmacunu çok severim diyerek. Dedem cevapta gecikmedi ama ben çok acıyım diyerek. Sen giderken ben geliyordum dedecim ' Ben de biberlerini ayıklar yerim. '

- Annemin sinir katsayıları bu aralar epey yükseldi. Herşeye çabuk sinirleniyor, kızıveriyor. Sonra da üzülüyor. Yine üst üste bir çok şey için bana kızdı, benimle konuşmayacağını söyledi, ne kadar üzüldüğümü bilmiyormuş gibi!  Dayanamadım artık ! ' Ama bu kadar kızma artık ya, bu kadar üzme beni artık '

- Yine günlerden bir gün ( yani her gün! ) babaannemden eve geliyoruz. Gelirken de süt istedim. Evet doğru duydunuz, bildiğiniz süt. Gayet makul, insani bir ihtiyaç. Ama yine bahane yine bahane! Bim uzak, gidemezmişiz. Ben de ayak ayak üstüne attım, hiç istifimi bozmadan ' Yiaa bir şey olmaz, bi koşu alıver ' Ama yanlış mıyım şimdi!

- Molfix reklamında bebeğin babası, bebeği kucağına almış konuşuyor ' Evlendik, seni çağırdık... Sen doğdun, ben de doğdum... ' Şaşkınlıkla seyrettim ve dinledim, acaba yanlış mı duydum? Bir kez daha seyrettim ve anneme söyledim ' Bak anne, babası yeni doğmuş, o daha küçücük bebek '

- Kardeşimin sünnet kontrolü için yine Ferda Hoca' nın yanındayız: anneannem, ben, annem ve tabi ki kuyruk. Şu Ferda hoca! Neyse o başka bir konu. Arkada üçümüz, şoför koltuğunda annem. Benim çenem açıldıkça, Kağan ağladıkça anneannem yavaştan terledi oturduğu yerde. Çıtı da çıkmıyor, sabır taşımısın mübarek? Kucağında Kağan varken ' Anneanne şunu verir misin? dedim, ıkına pıkına, o daracık yerde eğilip ses çıkarmadan verdi. Yere attım ve bir kez daha istedim, bu kez bir daha atma oğlum diye uyararak verdi. Nasıl sığıştı oraya, hayret! Yine attım, kaş ettim, göz ettim, eee, vermiyor?  ' Ama bence zorlanarak ta olsa, yine de verebilirsin '

- Babaannemlerde, halamla balkon muhabbetindeyiz. Baktım ne bir ikram ne bir kelam. ' Eee sende çay yok bende de yok, patlamış mısır da yok? ' Güldü, geçti. Akşam olunca da ' Dede? Ben misafirim, neden bana kahve yapmıyorsunuz? Mutfakta dıt makinesine koyarız, pişince ben oldum ben piştim deyince alırız, olmaz mı? ' deyince yine bir gülüşmeler. Güleceğinize icraate gelin, karnım aç karnım! 

- Bizim evde salon kışın kullanılmaz. Salon kapısının sesini duyunca, koşarak olay mahaline gittim, neyse ki annem de zaten kapatıyormuş ' Hah, tamam, ben de açıyorsun zannetmişim. Kapıyı açınca babam çok kızıyor, haberin olsun. ' diye uyardım. Yine kızdırmayalım babamı.

- Kardeşimi sevsem suç, sevmesem suç. Anlamadım ki ben! Sevmek için yanaşınca ' Kağan bir yere kaçmıyor oğlum, karnını doyuralım öyle seversin. ' cevabı aldım. Ama kadıncağız bu kez doğru söylüyor galiba. Sonuçta Keloğlan bile çizgi filmde geçit kapısından saatle geçiyor. Keloğlan kim, Kağan kim! Geçemez tabi ki de!' Anneme haklı olduğunu bildirmek için ' Doğru ya, geçit kapısı mı var sanki, zaten saat te yok?  Kardeşim nereye gidecek ki ' 

- Kendisiyle uyumakta ısrarcı olunca, annem bağırdı:
-Yeter artık! Bağımlı gibi bir hayat sürüyorsun. Neden babanla yatmıyorsun sanki? 
-Ama anne, ben en çok seni seviyorum da...
Nıhahaha, hiç te kıyamaz. Yağları eridi, direkt yatağa:)

- Normalde babaanneme ya sabahtan ya da öğleden sonra gideriz, akşamı beklemeyiz. Dün de ne olduysa akşam olunca karar verdik gitmeye. Hava da bir soğuk bir soğuk... Bir de bu kez, ara sokaklardan değil de ana caddeden gitmeye karar verdi annem. Araba tekleyip durdu, sonunda kavşağın ortasında kaldı. Arkamızda oluşan trafik dolayısıyla annemin alnında biriken ter damlaları, annemin el kol hareketleri ve Kağan' ın muhteşem çığlıkları arasında arabayı tekrardan zor bela çalıştırdık. O da ne, bu kez de yolda çalışma var. Hemen arabanın camını açtım, avazım çıktığı kadar ' Yavşaklar, yolu niye kapattınız. Zaten az önce yolda kaldık, biz şimdi nereden gideceğiz! '

- Ebedi alışveriş mekanımız olan Gimsa' da soluğu aldık yine.  Oyuncak reyonuna gelmemek için kırk takla atsalar da, sonunda sürüyerek ikisini de getirdim. Elimi neye atsam ' O evde var, o kız oyuncağı, onu alamayız... vs ' Pahalı bir yer olsa içim yanmaz!  İlla çileden çıkaracaklar beni, adına da iki yaş krizi diyecekler, yok öyleee! Bu kez sakin olmaya kararlıyım. ' Kendi oyuncağımı neden kendim seçemiyorum, anlamadım ki? ' dedim. İstediğim oyuncağı alabildim mi? Tabi ki de hayır. Bir dahakine, daha etkili bir yöntem olan, yerlere yatmayı kullanacağım, bilginize!

- Dış kapının hemen açılmaması gerektiği, belki de gelenin hırsız olabileceği gerçeğiyle tanışınca zile basan şahsiyete cevabım ' Hırsııııız? Senmisin? '

- Korkmayın diye size şimdiye kadar hiç bahsetmedim ama artık zamanı geldi. Babaannemlerin apartmanında insan yiyen bir teyze var. Adı da Ayşe. Zemin katta oturmasa, görünmeden çıkacağım üst kata ama, beni dikizliyor camdan mübarek! Tam annemleri sessiz olması için uyararak merdivenleri çıkarken ' Seni yemek istiyorum ' diyerek kapıdan görününce aklım çıktı. Can havliyle dile geldim ' Ben yenmezim çünkü ben bir insanım! '

- Cuma namazları. Çok severim eğer götüren olursa. Bırt yapıp milleti gülmemek için imtihan ederim, secdeye boylu boyunca  yatarım, şebek sorular sorup gülümsetirim. Bu kez de amcamla gittik. Hoca vaazı uzattı da uzattı. Değerli kardeşlerim..., değerli kardeşlerim...vs. Bir türlü anlamlandıramadım. ' Hoca neden sürekli değerli kardeşlerim diyor amca ?' Derken namaz başladı, hiç bitmeyecek sandım ' Hadi amcaaa, sağ sol yap ta gidelim. ' 

- Kuyruk efendiyi arada da olsa seviyorum be!  ' Kardeşim, ben seni tüm kötülüklerden korurum. ' Tamam, cıvımayın hemen!

- Bizim evde bir maske var, Spiderman diyorlar kendi aralarında, o neyse ben bilmiyorum. Hah işte, onu annem takmış yüzüne, yerlere yatıyor, atlıyor zıplıyor falan. Haline baktım da benim için girdiği hallere acıdım ' Anne, sen bir kurt değilsin, bir insansın, kendine gel!'

- Annem de artık bana başkaldırıyor. Artık çizgi film seyretmekten sıkılmış, çizgi film seyretmek istemiyormuş, başka bir şey seyredecekmiş falan filan. Bak hele! Hayır, ne oldu da birden böyle anarşist oldu bu kadın, bu çıkışın sebebi nedir?  Ben yine çizgi film seyretme isteğimi yineledim, ama onun fikri değişmemiş. Kendi bilir ' Tamam o zaman, seyretmek istemiyorsan başka tarafa bakabilirsin. '

- Annenizi gaza getirmek istiyorsanız işte size tüyo ' Annecim en iyi, en güzel mantarı sen yapıyorsun, ellerine sağlık. ' Bakın, işte eridi bile.

- İlk kez tiyatroya gittim, çok ta eğlendim. Yazı için tık

Nasılım?
Annemin yaptığı köftelerden hamburger yaparak zehirlenmeye hazır mıyız?
Şişman ekmeğimizi alıyoruz, kendilerini köfte sanan şeyleri koyduktan ketçap, mayonez ve marul eklemesi yapıyoruz.
Sonra tadı bir şeye benzesin diye bir peynir dilimi, yok yok iki peynir dilimi ekliyoruz ve kapağı kapatıyoruz. Parmakları yalamayı ihmal etmiyoruz!
Küvette iki bebeğini boğan kişi, daha sonra kullandığı cinayet aracı olan köpükle intihar etmeye kalktı. 
Akli dengesinin yerinde olmadığından şüphenelinen şahıs, olay yerinden bir türlü ayrılamadı.
Saçlarım kesilmeden önceki son şebeleklikler
                             İyi güzel gülüyoruz da                Anaa, az sonra benim saçlar da gidecek ya la!
Şu kadın gitse de bir Pororo oynasam!
Binmediğim kaldı mı?
Tarz olmakta sınır tanımadığım gibi
Tipsizlikte sınır tanımam

Artık rahat rahat yağmurda çamurda zıplayabilirim. İlk kar pantolonum
Kardeşim banyodan sonra giyinirken, anneme daha çok iş çıksın diye işbaşındayım
Serbest gazlı kalem çalışmam, eserlerim ebediyete kadar saklansın diye...
                                                       Vanayı üzerinde unutmuşlarken hemen açayım                                                 Daha hızlı dökülmelisin, daha çok işim var   
Sirkten yeni kaçtım, eğitimliyim, ısırmam
Bu bisküvi neden dönüyor anne?            kabul etmeseler de Polis arabasının tamponu böyle olur 
Annemin en sevdiği 3 kafadar






Etiketler


0 Yorum Yaz “Bu Ayın Teması: Sen git! ( 32-33 ay )