Son Haberler

Ka-ka-ka-ka-ka Kamyon

    Her ne kadar normalde çok konuşan, özgüvenli biri olsam da, çok atılgan, toplum içinde çok  konuşan biri değilim. Birine bir şey olsun, ondan daha çok üzülürüm. Gözlerinin içlerine bakarım, ne demek istediklerini demeden anlamak için. ( Her ne kadar annem bu huyumdan memnun olmasa da ) Hal böyle olunca, anneme pek çaktırmasam da gidişine içten içe çok üzüldüm. Evet, üzüldüm ve bazı kelimelerde takılmaya başladım. Bu da neyin nesi, anlamadım gitti. 10,5 aylıkken kelime söyleyebilen, 13 aylıkken cümle kurabilen ben,  ka-ka-ka-ka-ka-kamyon, ma-ma-ma-ma-ma, yok anne sen söyle diyorum. Başım sıkışırsa da karşımdakine söyletiyorum söyleyemediğim kelimeyi. Aralarında konuşuyor bizimkiler fısır fısır. Sorunu anladım sanırım. Kekelemeye başlamışım.

Başlarda daha azdı,  sonradan daha sıklaştı. Gözlerinin içine bakıyordum söyleyemeyince. Onların gözlerindeki üzüntüyü görebiliyordum. Durum bazen o kadar kritik bir hal alıyordu ki, telefonda kekelemekten konuşamaz hale geliyordum. Özellikle annem, telaşlanmıştı içten içe. Hemen araştırmaya koyuldu tabi. Aşağıdaki bilgiler çeşitli psikolog-psikiyatr makalelerinden derlemeler. Bizimkilerin yanlışları olmadı mı, olmuştur. Her şeyi bilen kadın nasıl hata yapar, hayret! Geçici de olsa kekeleme başladıysa ilerlememesi için mutlaka okuyun derim. Bakalım neler araştırmış?

Şu surat ifadelerinin hepsini bende görüyormuş annem. Konuşurken biraz mahçup hissediyorum doğrusu kendimi, suçum olmasa da. Tekrarlayınca, sen söyle diyorum, beni uğraştırma dercesine bakıyorum. Bir de bana üzgün üzgün bakmıyorlar mı, en çok ona kırılıyorum. Neyse ki okudukça düzelttiler. Siz hiç bir şey yapmayın, bir şey yokmuş gibi davranın, akışına bırakın, adamın sinirlerini bozmayın!

        KEKEMELİK
“Konuşma ritminin bozulması için öncelikle çocuğun konuşmayı öğrenmesi gerekir. Oysa aileler çocuklarındaki kekemeliği anlatırken; konuşmaya çok erken ve düzgün başladığını, kekemeliğin sonra başladığını, önceleri hiç kekelemediğini özellikle vurgularlar. Gerçekten de böyle olur.
Yapılan araştırmalar çocuklarda kekemeliğin en erken 2-3 yaş civarında başladığını gösterir. Uzmanlar arasında fizyolojik kekeleme, konuşmada bocalama, konuşmada ritim bozukluğu, primer kekemelik, erken dönem kekemeliği olarak isimlendirilir. Çocuk tarafından farkına varılmadan, aile tarafından farkına varılarak önlemlerin alındığı durumlarda büyük ölçüde kalıcı hale gelmeden düzelir.

HANGİ ÇOCUKLAR KEKEMELİK AÇISINDAN RİSK ALTINDADIR?
Heyecanları yüksek, Zekaları yüksek, Konuşmaya erken ve düzgün başlayan, Aile tarafından konuşmasına dikkat çekilen çocuklar, Erkek çocuklar, Beslenme problemi olup bu konuda aileleri tarafından aşırı zorlananlar,  Aşırı korunanlar,  Ailelerinin özellikle annelerinin aşrı titiz ve düzenli olanları, Doğal hareketliliğine izin verilmeyenler , Sıkıntı ve korku yaratan herhangi bir nedene (kaza, hastalık, ameliyat, sorunlu ev ortamı, karanlık, köpek ve benzeri hayvanlardan korkma) maruz kalan çocuklar büyük ölçüde risk altında olabilirler.
Yüksek zeka, bir çocuğun genellikle konuşmaya erken ve düzgün başlamasına neden olur. Hızlı düşünebilen ama aynı hızda kelime hazinesinden uygun kelimeyi bulamayan çocuğun, kelimeyi bulmaya çalışırken önceki kelimeyi tekrarlaması son derece doğaldır. Konuşma yeni öğrenilmiştir ve henüz otomatikleşmemiştir. Onun düşündüğü kelimeyi bulması için zamana gereksinimi vardır. ‘Dur sakin ol! Yavaş konuş’ gibi uyarılar çocuğun konuşmasına dikkat çekilmesine neden olur. Daha iyi ve düzgün konuşmaya çalışan çocuğun heyecanları artar. Heyecan artınca konuşmada bocalama, konuşmada bocalama artınca heyecanlar artar. Kısır bir döngüye giren konuşma süreci çocukta kekemelik oluşturabilir.
Çok erken ve düzgün konuşmaya başlayan bir çocuğun konuşması aile fertleri tarafından çok beğenilir ve yandan mesajlarla uyarılır. ‘Babası ne dedi, duydun mu?’, ‘Dedesi öğrendiği şiiri veya şarkıyı sana da söylesin mi?’, ‘Bugün söylediği cümleye inanamadım’, ‘Tıpkı büyük adam gibi konuşuyor’ şeklindeki uyarılar, çocuğun konuşma ile bir ayrıcalık kazandığını, bu özel ilginin devamını sağlayabilmek için her zaman daha iyi konuşması gerektiğini düşünmesine neden olur. Heyecanlar artar. Konuşmada ritim bozulabilir.
Aşırı korunarak fazla temiz ve kurallarla mükemmel yetiştirilmek istenen, doğal hareketliliğine izin verilmeyen çocukların, uslu, temiz ve düzenli olmaya vaktinden önce iyilikle zorlanması bu çocuklarda dış dünyadan korku ve ikilemli duygular oluşturabilir.
Üşüyebileceği, ateşlenebileceği, yataktan düşebileceği, korkabileceği gibi nedenlerle çocukların yatak ve odalarını zamanında ayırmayan aileler çocuklarını korumaya çalışırken onların heyecanlarını artırabilirler.
Genellikle bu etkilerin birkaçının bir arada olması kekemelik olasılığını oldukça artırabilir.

ÇOCUKTA KEKEMELİK OLUŞMAMASI İÇİN NE YAPILMALIDIR?
2 ila 5 yaş arasında konuşmayı yeni öğrenmiş, henüz konuşmada otomatikleşmenin oluşmadığı bir dönemde ailelerin görevi, çocuğun dikkatini konuşmaya çekmemek, doğal hareketliliğine izin vermek, çocuğun boşalımını sağlamak, uslu, temiz ve düzenli olmaya vaktinden önce zorlamamak, korkutmamak, heyecanlarını artıracak davranışlardan kaçınmak, sabırlı ve sakin olup olumlu rol model oluşturabilmek, onu korumak adına beraber yatmamak, güven duygusunu artırmaya çalışmak bu dönemde kekemelik riskini oldukça azaltacaktır.

ÇOCUK KEKELİYORSA AİLE NE YAPMALIDIR?

Kekemeliğin fark edilmesi sonrasında mümkün olduğunca erken müdahale etmek çocuğun kekelediğini ona fark ettirmeden boşalım sağlamak ve başlamasından itibaren 3 hafta geçmesine rağmen düzelme sağlanamamışsa mutlaka bir uzmana danışmak ihmal edilmemelidir."

NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
*Çocuk kekelediğinde yüzünüzde oluşacak üzülme ya da acıma ifadelerinden kaçınmalısınız.
*Düzgün konuşması yönünde ısrarlı şekilde telkinde bulunmak, çocuğun sözünü yarıda kesip cümlesini tamamlamak çocuk üzerinde bir baskı ve heyecan oluşturacak ve daha çok kekelemesine neden olacaktır.
 *“Kekeme” terimi çocuğun duyabileceği ortamlarda vurgulanmamalıdır.
*Sabırlı olmanız, çocuğunuzu konuşurken dinlemeniz ve düzgün konuşmanızla çocuk için rol model olabilirsiniz.
 *Konuşması sırasında kekeme çocuklar göz teması kurmaktan kaçınabilirler, ancak siz yine de çocuğunuz ile göz teması kurmaya çalışın
* Konuşurken dudaklarına bakmayın
* Aşırı titiz, düzenli, denetimci ve kuralcı tutumu gevşetilmelidir.
*Konuşurken sakin bir şekilde dinlemeli ve konuşma bitince cevap verilmeli. Konuşurken söyleyemediği kelimeleri siz söylemeyin, bırakın sözünü kendi bitirsin. Uyarıcı kelimeler yok "dikkat et, yavaş konuş, acele etme, gibi..." kesinlikle söylenmemeli. Kekemelik ile ilgili çocuğun yanında hiç konuşmayın. Hatta şifreli bile konuşmayın. Örneğin; telefonda anne eşiyle ya da anneanneyle konuşuyor ve "evet evet bu gün var, başladı "...gibi konuşmalar bile yapılmamalıdır.
* Çocuk eğitiminizde mutlaka evet-hayır olmalı. Hayır dediniz çok ısrar etti, ağladı yine yapmadınız. Gün içerisinde kekemelik başladı, çok üzüldünüz ve hayır'dan geri dönüp yaptınız. Bunu sakın yapmayın: Çünkü çocuğa şunu öğretiyoruz. Kekelersen ben dayanamıyorum, üzülüyorum ve evet oluyor. Çocukta bu mesajı alınca, her istediği olsun diye kekemeliği yerleştiriyor, yani kalıcı olmasını büyükler sağlıyor. Bu tutarlı davranış hem kekemelik hem de kişilik gelişimi için önemlidir.
* Kekemeliği olan çocuk 2-3 yaş arasındaysa oyun grubu ya da 2-3 saatlik yuva önerilebilir. 3 yaşın üzerindeyse yarım günlük veya tam günlük yuva önerilmeli. Çünkü günümüzde çocuklar evde anneyle ya da bakıcıyla yalnız büyüyor. Ev ortamı ve yetişkin insan artık onlara yetmiyor evde çok sıkılıyorlar. Kekemelik az ise artıyor. Kendi yaş grubu içinde olması gerekebilir ve kendi yaşını yapması gerekiyor.
* Anne ve babanın ayrı ayrı çocuğuyla bire bir kaliteli zaman geçirmesi gerekir. Amaç bir şey öğretmek değil. Sadece oyun oynayacaklar. Ne oynayacaklarına çocuk karar vermeli.
*TV. bilgisayar playstation,...gibi elektronik eşyalardan çok, insan ve çocuklu ortamı tercih etmeli aileler. Dış ortam ve kalabalık ortamda olmalı yani insan ilişkisi önemli. Özellikle TV ya da CD'lerden izlenen çizgi filmlerde şiddet-dövüş kavga ya da kötü karakterler var. Bütün bu sahneler çocukları korkutuyor. Gerçek zannediyorlar ya da gerçekte kendi başına gelecek diye korkuları başlıyor. Bu da kekemeliği tetikliyor.
*Çocuğunuzun daima düzgün konuşmasını beklemeyin.
*Yemek sırasında sofrayı sohbet yeri olarak kullanın, televizyon açmayın,
*Konuşmaya başlamadan önce söyleyeceklerini düşünmesini söylemeyin,
*Takıldığında baştan başlayıp tekrarlamasını söylemeyin
*“Evet, haydi masa de” gibi baskı uygulamayın.
*Baskı yapmayın, huzurlu, sakin güvenli bir ev hayatı sunun,
*Takıldığında söyleyemediklerini yineletmeyin, doğal davranın,
*Yavaş ol” “Bir dinlen bakalım” gibi önermelerle eleştirmeyin. Bunlar aklını diline vermesine neden olup konuşmasının düzelmesine engel olur.
*Çocuğunuzun yanında başka kişilerle konuşurken yavaş ve tane tane konuşun 


 Çok büyük ihtimal, çok erken konuşmamla başlayan ve annemin işe başlamasıyla tetiklenen kekemeliğim yaklaşık 15 gün sonra, azalarak son buldu. Şükürler olsun. Keşke en azından daha sonra hatırlamak amacıyla video çekselermiş....Neyse, neyse...Annem nasıl seviniyor, bilseniz. Allah kalıcı dert vermesin...


Etiketler


2 Yorum Yaz “Ka-ka-ka-ka-ka Kamyon

    1. yeni tasarım1 Nisan 2015 10:29

      sitenizi uzun zamandır takip ediyorum harika bir siteniz var ayrıca galiba yeni tasarım değiştirdiniz ,harike olmuş çok beğendim benimde doğumuma 3 haftam kaldı bende sizin gibi böyle bir günlük tuttmak istiyorum .

      YanıtlaSil
    2. Neden olmasın, blog pastasi sonsuz, siz de katilin:)
      Tesekkurler

      YanıtlaSil