Son Haberler

Bu ayın teması: En iyisini ben bilirim! ( 34-35 ay )

- Hayatı ve varoluşu çözdüm. Newton nasıl bir elmayla tarihe geçtiyse ben de çişim sayesinde felsefe kitaplarında efsane olacağım. Her şey anneannemlerde başladı. Aslında sıradan bir gündü ve suyu biraz fazla kaçırmış olacağım ki yine çişim geldi. Herkesin kendine göre bir işi var evde,  sürekli benim çişimin peşinde koşturacak adam sayısı kısıtlı. Kendi kendime tüm ihtimalleri saydım ve en sonunda çarpıcı gerçek yüzüme tokat gibi indi. ' Anne, çişim geldiğinde sana söylerim, sen yoksan anneanneme derim, o da yoksa mecbur Orhan dayıma derim, o da yoksa dedeme derim, o da yoksa kendime derim, kendim de yoksam zaten çişimi yapamam! ' Ben yoksam, çiş te yoktu!

- Dayıma bir konuda danışma gereği duydum ama nafile. 
* Dayıcım, hangisini seçeyim?
* Ben olsam bunu seçerdim
* E ama sen varsın ??!
Tercihlerinden önce çözmesi gereken başka meseleler var, durum çok ciddi

- Orhan dayımla başımıza birer yastık aldık, sırayla simitçilik oynuyoruz. Ben simitçiyim:
* Simiiiit, simitlerim var sıcak sıcak, simiiiiit!
* Ver bakalım bir simit ( yedik, içtik..vs )
* Şimdi başka bir meslek ol ya da başka bir şey sat Keremcim
* Sıcak sıcak Orhan dayılarım var, Orhan dayıcııııım!

- * Kerem sen ne söylemeyecektin? 
  * Senin sorduğunu söylemeyecektim
    Tufaya düşer miyim hiç!

- * Of baba, ne zaman geleceğiz?
  * Beş yüze kadar say, o zaman geldik babacım
  * Beş yüüüüüz! Evet neresi?

- Şimdi efenim, az buçuk bahçemizde kümes olduğunu biliyorsunuzdur. Horozumuz - ki adı Karpuz olur- ve tavuklarımız - Limon ve Zeytin - gördüğüm kadarıyla pek te rahat durmuyorlar.
* Anne?
* Efendim
* Karpuz neden Limonu itekliyor? 
* Imm. Galiba şakalaşıyorlar oğlum 
* Ama Zeytinin de üstüne çıkıyor? 
* ... ( Hala net bir cevap alamadım )

- Özkan dayımla yengem İlkay' ı almaya gittik. Bekle babam bekle, kimler geldi geçti ama İlkay gelmiyor.  O arada da ezan okundu, içimi bilen güzel Allah' ım. ' Özkan dayı, dua etsem İlkay ablam bu sefer gelir mi? ' deyip anında ellerini dua pozisyonuna getirdim, zira Özkan dayıma söyleyerek vakit kaybedip, işi şansa bırakamazdım! 'Allah' ım bu sefer gelen  inşallah İlkaydır. '

- Tdk' ya yeni önerilerim var, dilekçemi yazdım.
  Çamaşır makinesi: kıyafet makinesi 
  Körüklü otobüs: yapışık otobüs

- Yağmurs halam bu sene yoğun stres altındaymış.
 * Karnım ağrıyor Kerem
 * Kakan gelmiştir, tuvalete git!
   Her şeyi de strese bağlamaya gerek yok!

- Ayıklanmış ama masa üzerinde kalıp pörsümüş narları görünce, ' Bunların son kullanma tarihi geçmiş galiba' dedim, şaşırdılar. Bizim evde son kullanma tarihi gibi bir isim tamlamasını öğrenmiş olmam çok ta şaşırtıcı olmasa gerek! Artık ne kadar kullanılıyorsa evde bu kavram, varın siz düşünün... 

- Bu aralar her şeyi doruk noktasında yaşıyorum sanırım, biri beni durdursun ' Lambaya ulaşır gibi seviyorum, dünya kocamanlığı gibi yedim, uzay gibi uzandım...vs '

- Komşumuz Aysel teyze ve babası Bayram amcayı beni takip eden bilir. Bizim bahçeyle onlarınkini ayıran tel çite tünedim yine geçenlerde. ' Bayram dede, lüffen az gel de seninle sohbet edelim, ne olur az gelsen ' diye seslendim defalarca, duymadı. En son Aysel Teyze uyardı da, ancak öyle duydu. Ne kadar sohbete muhtaçsam artık, düşünün! Kardeşimle annem evde meme keyfinde, ben ise bahçede yapayalnız. Oh valla! 

- Şu annemden bıktım artık! Sus Kerem, yapma Kerem, bekle Kerem, sabret Kerem '  Of of of, yeter artık ya, sabır taşına döndüm! Biraz da o kılkuyruk kendine çeki düzen versin.

- Biri şu her şeyi bilen kadını uyarabilir mi? Delirmiş galiba, markete giderken Kağan' ı komşu Aysel teyzeye bırakacakmış. Olaya el koydum hemen. ' Babaannem olabilir, ona bırakabiliriz, o bizim babaannemizdir ama Aysel teyzeden Kağan' ı korumamız gerekir, o güzel bakamaz! ' 

- Bu ara annem çokça kaşınıyor.
 * Horozlar ne işe yarar Kerem? 
 * Horozlar bize çocuk verir.
 * ... ( Kalırsın işte! )

- Kuyruk Efendide memeyi görünce bile bir heyecan, bir telaş. Hele ağzına alınca gözler kayıyor, kendinden geçiyor. Adam hesabına alıp ' Kardeşim, meme emmek çok mu keyifli ? ' dedim. Cevap alabildim mi, tabi ki hayır! Kafa Bonzai olmuş bile!

- * Kerem, baban çok yaramaz biri
  * Hayır babam yaramazsız biri

- Bizim pazar yerinde, pazarcıların yerleri numaralı. Pazar bitince babamla pazar yerinden geçmemiz gerekti, ben de zıplayarak geçiyorum. Sayıları da çok iyi biliyorum ya başladım söylemeye! 3-1 ( 31 )  3-2 ( 32 ) sıra  33' e geldi. ' ve üçler '  Sizce de bir sorun yok değil mi?

- ' Anneanne, neden bana öyle boş boş bakıyorsun? '

- Tam tamına 30 ay annemle birlikte uykuya daldım, ondan başkasının uykuya dalmadan önceki varlığı bile cin çarpışa dönmem için yeterliydi. Sonra ne oldu, nasıl olduysa ben kendimi babamla yatar buldum 30. ayda. Bu kez de babamdan ayrı yatarsam kıyametleri kopartıyorum. Hangi burçtanım acaba, bir baktırmak lazım. Neyse, gelelim asıl meseleye. Bizimkiler dişlerini mi fırçalamıyorlarmıdır nedir, yan yana yatınca bir koku!
* Baba/anne ağzınız çok pis kokuyor!
* ( Neee! ) Tamam, sırtımı döneyim de öyle yatayım.
* Ama koku aradan yine geliyor!
Sanki koku sabit bir nesne, yayılıyor işte canım!

- Annemin bekarlıktan kalma küçük bir sandığı var aynalı büfenin önünde. Sandık dediysem de aklınızda öyle büyütmeyin, çekmeceli makyaj sandığı gibi bir şey. Kendisi makyaj yapmadığından, ıvır zıvır ne varsa doldurmuş içine, benim için gayet cezbedici ve merak uyandıran cinsten olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
* Annecim, özel eşyalarını karıştırabilir miyim?
* Ama dağıtma ve çok uzun sürmesin, tamam?
* Tamam ( Biraz oynadım ve sonra kardeşime kutunun nasıl açıldığını gösterdim, bak kardeşim böyle açılır diye. Annem de hemen fırsattan istifade  )
* Aaa, bak açtın ve kapattın, hiç te dağıtmadın, aferin sana. Hadi kapatıyoruz artık sandığı.
* Ama ben karıştırmak için izin almıştım, açıp kapatmak için değil!

- Sürekli yatakta uyuyup uyumadığımı kontrol ediyorlar, göz kapakları yarı açık. Ben de aptalım ya!  Bu kez kontrol sırası bende. ' Hadi bakalım anne, uyku vakti!  Çabuk gözlerini kapatıyorsun! ' Hani uyuyakalsam, sıvışıp gidecekler!

- Şimdi arkadaşlar, beni iyi dinleyin. Arada bir annenizin gönlünü almak isterseniz, hızlı yağ eritici bir formül veriyorum. Denenmiş ve garantilidir. ' Anne sen ne kadar güzel bir kadınsın, ne kadar iyi bir annesin. '

- Kağan efendi, kaykılarak ta olsa oturmaya başladı. Bu hızla giderse seneye de ayağa kalkar diye umut ediyoruz!

- Annem artık şu evde bir yemek yapsın. Babamın ruh sağlığı ve benim beden sağlığım için.
* Ağzını yerim
* O zaman yemek yiyemem baba.
* Gözünü yerim
* O zaman göremem
* Burnunu yerim 
* O zaman da hıhlayamam!
 Bu konu bıyık altından gülünebilecek basitlikte bir konu değildir. Siz hohlayarak yapabiliyorsanız, buyrun, hodri meydan!

- Emine halam ısrara hiç dayanamaz, bir kaç isteyince hemen telefonunu veriyor. Onu daha çok seveceğimi düşünüyor, safım! Bu işler parayla değil, zamanla canım! Yağmurs halam da kalpler bitene kadar Pororo teklif ediyor, ona ne diyeceksin?

- Biri koskoca uzman, biri mimar. Ama iş, pazar bitince tavuklara yem toplamaya gelince, gelin de görün bizimkileri. Tavuklar yeyince bizimkilerin karnı koyacak sanki. Pazarcıların giderken yere döktükleri de öyle kötü de değil hani, yesen yenir. Yine torlayıp toparlamış babam geçen. Sebze kasasına da koymuş ne güzel. Mandalinalar, domatesler, yeşillikler. Bahçede oyunumu oynadıktan sonra, sıkılınca eve girmeye karar verdim, kapıyı tıkladım.
* Anne, mandalina çok güzelmiş
* Ne mandalinası?
* Kasadakileeer? 
* Neeee!

Meğersem tavuklar içinmiş onlar, ben de niye bu kadar fakiriz diye geçiriyordum içimden.

- Sayıları 20' ye kadar  sayarım ve rakamları tanırım.
- Külot ve eşofmanımı çıkartabilirim.
- Selamsız sabahsız buzdolabından istediğimi alırım.
- Indirect mesajları algılayıp, sorusu gelmeden cevabını veririm.
- Tek ayağım üzerinde durabilirim, zıplayabilirim.
- Klozetten tek başıma inerim.
- Yalan, yalakalık, örtbas etme, adam kayırma, adam seçme, kaypaklık gibi yeteneklerim de mevcuttur.
Bisikletim şekil, önümden çekil
Ne vardı?


            Sorun yok gençler!                             Panik yapmayın, inicem az sonra
Tazyikten uçmadan önceki son görüntüler
         Tebrik etmek centilmenlik ister, söz konusu baban bile olsa
          Resim çekilirken bile babamın elini bırakmıyorum     Bu ara biraz fazla aşığım da kendisine
              Kağan, kafana tos yapmaya gelmiştim ama            Anam bu da pek şebelek anne ya
Maksatın temizlenmek olduğunu da kim söyledi?
Kulağını çekecektim ama...
Hadi yine kıyamadım sana, gel öpeyim...
Ayran gönüllüyü duymuştum, ayran ağızlı da var mıydı ki?
Kumdan, parmaklarla sanat eseri yapılıyor da pudingten neden olmasın?
Senelerce Elvankent'te bulamadığım akülü araba arkadaşlığını, bu köy yerinde buldum, HAYRET!
Anne, bakıp durma, abim saçımı çekmeye hazırlanıyor         Bir de utanmadan gülüyor anniiaa
  Bu insanlar nereye bakıyor?
İnanın, ne yapmaya çalıştığımı ben de bilmiyorum, akıl tutulması diyelim.
Yeni kalktık ya, bu kamera da nesi?
Bi selfie çubuğumuz olaydı, başımıza bunlar gelmezdi!
Anneee! Git de tipini düzelt gel, babam görmeden!
Samimiyetsiz yakınlaşma arttıkça, kafa mesafeleri uzar...
Te Allah' ım. Oysa tek istediğim Süperman olmaktı! Oyalı pelerin, ay valla düşündükçe çıldıracağım, kaldırın şu fotoyu!
Nimetle oyun olmaz dedim, dinlemedi. Allah' ım sen annemi affet
Meyve sulu krep denemeyin, ben denedim, pek güzel olmadı!
Açıkta kalan yerleri resmen yırtan bu soğukta deli bile dışarı çıkmamış, ama ben çıkarım!

Sadece yanağını sıkacağım, acımayacak       Taam yaa, bişiy yok, gülümse
On dakikada bir diş çıkmaz demeyin, çıkar mı çıkar, ben kontrol edeyim de

Bir fark varsa siz söyleyin, ne olur.
Avına sinsice yaklaşan avcı, aldığı uyarı sesiyle kendine geldi. Gülerek olay yerinden uzaklaştı.
 
Bir şeyden de eksik kal! Alışverişe de gelmeye başladı, kuyruk!
Yengeciğim seni ben, çiçeklerden böcekten, sarı saçlı bebekten...
Pasta işiniz abartmışsak biraz

                                                        Parmak boyama da neymiş?
Bi yandan da altıma işemeseydim iyiydi...
Yarına biter inşallah, öyle umut ediyorum



Etiketler


0 Yorum Yaz “Bu ayın teması: En iyisini ben bilirim! ( 34-35 ay )